İskoç adasının büyüsünü yakalayarak profesyonel kalitede içerik oluşturma

Pastoral Skye Adası'nda büyüyen vlogger ve influencer Niamh Mackinnon, okulu bıraktığı sıralarda adanın "sıkıcı ve modası geçmiş" olduğunu düşünüyordu. Ancak yurt dışında okuduktan sonra, içinde büyüdüğü bu adanın sunduğu değerleri anlamaya başladı. Evine geri döndükten sonra Niamh, Skye Adası'nın manzaralarını, kültürünü ve geleneklerini (özellikle de Galce dilini) tanıtma tutkusuyla sosyal medya kanallarında yarım milyondan fazla takipçi kazandı. Son zamanlarda ise Canon EOS R50 V'yi kullanarak video içeriklerini daha da üst seviyeye taşıma fırsatı buldu. Niamh bizlere bu fotoğraf makinesiyle yaşadığı deneyimleri ve cihazın hikaye anlatım tarzını nasıl dönüştürdüğü aktarıyor.

"İçerik üretmek hep ilgimi çeken bir şey oldu." diyor Niamh ve şöyle ekliyor: "Çocukken bile sürekli olarak aile tatillerimizin kısa videolarını çekerdim." Ancak Niamh o zamanlar içerik üretmeyi bir kariyer olarak görmüyordu ve hukuk okumak için Skye Adası'ndan ayrıldı. Niamh, üniversitedeki üçüncü yılının yaz tatilinde eve dönüp ada hayatına dair bazı videolar çekene kadar sosyal medyayı sadece hobi olarak görüyordu.

"İskoç adasındaki bir günün nasıl geçtiğini anlattığım ilk videom kısa süre içinde bir milyon görüntülemeyi aştı." diyor. "Sonra kendi kendime, belki bu işte başarılı olabilirim dedim ve bir video daha çektim. Yeni videom sekiz milyon görüntülemeye ulaştı. Bu durum, beni gerçekten tutkulu olduğum bir şeyin peşinden gitme konusunda biraz cesaretlendirdi. Üniversitenin son yılında ders çalışmaktan çok içerik oluşturmaya yoğunlaştım ama bir şekilde diplomamı almayı başardım, daha sonra evime döndüm ve artık tam zamanlı olarak içerik üretiyorum."

Niamh'in şu anda TikTok'ta 307.000 ve Instagram'da 215.000 takipçisi bulunuyor. YouTube videoları ise 19 milyondan fazla görüntülemeye ulaştı.

İç Hebridler'deki en büyük ada olan Skye, İskoçya'nın kuzey batı kıyısında yer alır ve çok düşük nüfusa sahiptir. Vlog ve videolarında ada hayatının ağır temposuna ve doğaya daha yakın yaşamaya odaklanan Niamh, bu amaçla hem kırsal bölgeleri keşfediyor hem de hamur işleri, doğa yürüyüşü ve doğal su kaynaklarında yüzme gibi günlük aktivitelerin keyfini çıkarıyor. Bu şekilde Niamh, "oldukça hararetli ve bazen toksik de olan platformlara biraz olsun pozitiflik katmayı" amaçladığını ifade ediyor. Ancak Niamh, yaşam tarzını paylaşmanın yanı sıra İskoçya'nın kültürüne ve geleneklerine olan tutkusuyla da motive oluyor, ayrıca bu unsurların sosyal medyada yeterince yer bulmadığını düşünüyor.

Niamh videolarını genellikle akıllı telefonla çekiyordu. Ancak akıllı telefonla çekim yapması, Skye Adası'nın hikayelerini konu alan rüya projesi için hiç uygun değildi. Niamh bu durumu şöyle açıklıyor: "Akıllı telefonla bu dramatik ve sinematik etkiyi elde edemiyorsunuz, dolayısıyla hikaye hem zayıflıyor hem de mistik ve büyülü havasını yitiriyor."

Peki, Canon EOS R50 V Niamh'in hikayesini anlatmasına nasıl yardımcı oldu? En önemli noktayı şöyle vurguluyor Niamh: "Kalite farkı gerçekten apayrı bir boyutta. Kıyaslanamaz bir seviye söz konusu. Daha profesyonel bir görünüm elde etmek ve manzaranın ayrıntılarını yakalamak için Canon Log'u kullanarak 4K video çektim. Adanın hikayesi büyük yapılarda değil, manzarasında, kayaların ve küçük nesnelerin ayrıntılarında saklı. Bu nedenle, hikayeleri anlatabilmem için fotoğraf makinesinin bu ayrıntıları yakalaması gerekiyordu."

Niamh, Canon Log'u kullanarak maksimum dinamik aralığı ve renk ayrıntılarını yakalamayı başardı. Ayrıca, akıllı telefon çekimlerinde eksik olduğunu söylediği manzara derinliğini, daha sonra renk tonlaması yaparak ortaya çıkarabildi. "Akıllı telefonda böylesi sinematik bir hikaye anlatım hissini elde edemezsiniz. Bu tamamen farklı bir seviye."

Niamh, EOS R50 V'yi Canon RF-S 14-30mm F4-6.3 IS STM PZ lens ile kullandı. Dahili güçlü zoom özelliğine sahip bu çığır açıcı lens, APS-C sensörlü EOS R Sistemi fotoğraf makinesi kullanan içerik üreticiler için özel olarak tasarlanmıştı. Lensteki güçlü zoom, Niamh'in çok sevdiği özelliklerden biri oldu. "Bence akıllı telefonlardaki zoom özelliği kullanışsız, mesela parmağınızla yakınlaştırmaya çalıştığınızda odak başka bir yere kayıyor. Bu nedenle kullanmaktan da kaçınıyorum. Bu lensteki zoom özelliği ise çok akıcı ve hassas, kısacası bambaşka bir seviyede. Ayrıca lensteki zoom halkasını veya fotoğraf makinesinin üst kısmındaki zoom kolunu kullanarak yakınlaştırmayı kontrol etmek çok kolaydı."

Kullanışlılık açısından bakıldığında, saatlerce yürüdüğünde bile fotoğraf makinesi ile lensin çok hafif hissettirmesi ve kitin kolayca tutulabilmesi Niamh'i oldukça etkilemiş. Niamh, hareket halinde çekim yaparken (örneğin, engebeli bir Skye yolundan bir konuma giderken kendini çektiği sırada), görüntü sabitlemenin akıllı telefonlardaki tüm özelliklerden çok daha iyi olduğunu fark etti.

Ayrıca otomatik odaklamayı da çok sevdi. Daha önceleri, dışarıda kendi başına video çekerken genellikle telefonunu bir yere dayar ve odağın kendinde olmasını umut ederdi. Ancak telefon kamerası bazen kadrajdaki başka bir nesneye odaklanırdı, bu nedenle de çektiği görüntüler kullanılamaz durumda olurdu. Diğer taraftan, nesne takibi özelliğine sahip akıllı otomatik odaklaması sayesinde EOS R50 V, odağı Niamh'e sorunsuz bir şekilde sabitlemiştir. Bu sayede Niamh, kusursuz odağa sahip çekimler yapabilmiş ve teknik konularda endişelenmek yerine içeriğine yoğunlaşabilmiş.

Niamh, ana sosyal medya platformları için çoğunlukla dikey çekimler yapıyordu, dolayısıyla doğru biçimlendirilmiş çekimler sunan bir fotoğraf makinesine sahip olmak onu çok memnun etmişti. Diğer fotoğraf makinelerinin, kadrajlama kılavuzları sunulduğunda bile ekstra kırpma adımı gerektirdiğini söyleyen Niamh, takipçileriyle paylaşmak istediği çok fazla şey varken bununla zaman harcamak istemediğini de belirtiyor.

Niamh, Canon Camera Connect uygulamasının iş akışını oldukça basitleştirdiğini belirtiyor. Bu uygulama, çekimlerini düzenlemek ve paylaşmak üzere akıllı telefonuna aktarmayı hızlı ve sorunsuz hale getiriyordu. "Geçmişte diğer fotoğraf makinelerinde bununla ilgili sorunlar yaşamıştım ama bu makine harika bir deneyim sundu. Ayrıca düzenleme işlemi açısından da zamandan büyük oranda tasarruf ettim."

Fotoğraf makinesinin dış mekanlarda kullanımı da son derece kolay. "Skye'da hava ve ışık koşulları çok hızlı değişiyor, örneğin sağanak yağış varken hava bir anda güneşli olabiliyor. Bu nedenle ayarları hızlıca değiştirmem gerekiyor. EOS R50 V'de bunu hızlıca yapmak çok basit. Ayarları veya başka bir şeyi değiştirmek için yağmurda saatlerce zaman harcamam gerekmiyor. Aradığım sonuçları elde edene kadar ayarlarla oynamak hem çok eğlenceli hem de çok kolay."

Niamh normalde kendi başına çekim yapıyor olsa da kız kardeşi onun sahne arkası görüntülerini çekerek Niamh'e yardımcı oldu. İki kardeş, fotoğraf makinesinin renk filtrelerini kullanarak sepya tonu eklediler ve doygunluğu azalttılar. Bu şekilde, içinde bulundukları ruh halini yansıtacak ideal bir ayara ulaştılar. "Bu, hikaye anlatımı ve duyguların ifade edilmesi için mükemmel bir seçim."

Niamh, "Deneme yapmayı genelde pek sevmiyorum." diyor ve şöyle ekliyor: "Ancak EOS R50 V'de video modları arasında geçiş yapmak ve farklı ayarları denemek çok kolay. Dolayısıyla ayar yaparken endişe duymadım."

"Tam tersine, bu fotoğraf makinesi beni daha da yaratıcı olmaya teşvik etti. Akıllı telefonlarda sadece kayıt düğmesine basıyorsunuz, yaratıcı bir seçenek uygulamak söz konusu olmuyor. Ancak bu fotoğraf makinesiyle ayar denemeleri yapıp daha yaratıcı olabiliyorsunuz. Bana kalırsa en büyük farkları bu. Makine, sadece bir şeyleri kayda almaktan ziyade, gerçek bir film çekiyormuşum gibi hissettiriyor."

İlk etapta Niamh, içeriklerinin standartlarını yükseltmeye odaklandı. "İçerik üretici olarak ilerledikçe işimin kalitesinin de artmasını istiyorum." diyor Niamh. "Bu fotoğraf makinesi, eksikliğini hissettiğim yüksek kaliteyi elde etmemi sağlayarak içeriğimi daha üst bir seviyeye taşıdı. Çekimlerim artık daha dramatik ve pitoresk görünüyor."

Ancak fotoğraf makinesinin bu potansiyeli sayesinde Niamh, özellikle de eski kuşaklardan yerel seslerin yer aldığı daha yaratıcı hikayeler anlatmaya da can atıyor. "İçeriklerin daha sinematik olmasından bahsederken sadece görünüşü değil, aynı zamanda anlatabileceğim hikayeleri ve bunların ardındaki daha derin anlamları kastediyorum. Akıllı telefonla bu hikayeleri aynı şekilde anlatmak mümkün değil. Buradaki insanlar kültürlerine tutkuyla ve gönülden bağlı. Bu denli tutkulu bir kültürü paylaşmayı çok istiyorum. Ayrıca bu yolla insanlara, kendi kültürel miras ve gelenekleriyle tekrar bağ kurma konusunda ilham vermeyi umuyorum."



Yazan: Alex Summersby