Işıklar, kamera ve aksiyon: Kuzey Işıklarının güzelliğini ölümsüzleştirmek için hayatınız boyunca unutamayacağınız bir seyahat...

Markus Morawetz'in Kuzey Işıklarını fotoğraflamak için en iyi ipuçları

1. En iyi konumlar için keşfe çıkın

Gün batımının 17.00'de olacağını bilen aile, güçlü bir arka planı olan mükemmel konumu keşfetmek için yeni varış noktalarına öğleden sonra vardılar. Markus ve Carina, fotoğrafa ilgi ve ölçek katmak üzere bölgede bulunan nesneleri görmek için Fanni'yi de alarak yürüyüşe çıktılar. Bu esnada ışıkların hareket etmesi veya başka bir yerden daha iyi görünmesi durumuna karşı bir dizi alternatif noktalar belirliyorlardı. "Güzel taşlar, su, ağaçlar veya belki bir kulübe gibi şeyler bulmaya çalışın." diyor Markus.

2. Soğuğa karşı hazırlıklı olun

Soğuk ortamlarda çalışan fotoğrafçıların karşılaştığı temel sorunlardan biri, pil ömrünün hızla tükenmesidir. Zamanından önce tükenen bir pilin Kuzey Işıklarını yakalamakla onları kaçırmak arasındaki farkı yaratabileceğini bilen Markus, dışarı çıkarken yanına her zaman yedek bir pil aldı. "Pili pantolonumda veya ceketimin cebinde, vücuduma olabildiğince yakın tuttum çünkü pil ne kadar sıcak kalırsa o kadar uzun süre dayanır." Markus önerilen çalışma sıcaklığı aralığı 0 ile 40°C arası olan Canon EOS R ile çekim yapıyordu. Markus, sıcaklığın genellikle -5 ile -10°C arasında olduğu dondurucu koşullarda hiçbir fotoğraf makinesinin çalışmasının garanti edilemeyeceğini biliyordu ve ani ısı değişimlerinden kaçınmaya dikkat ediyordu. Çünkü yoğunlaşma fotoğraf makinesinin bozulmasına neden olabilirdi. Tüm çevresel faktörler göz önünde bulundurulduğunda, "EOS R harikaydı" diyor. "Soğuk havalara rağmen oldukça uzun süre çalışıyordu, müthiş bir kullanımı vardı ve onunla yaratıcılığımı ortaya koymak oldukça keyifliydi."

3. Evde pratik yapın

Markus, "Pratik yapmaya başlamak için ışıkları aramaya çıkana kadar beklemek zorunda değilsiniz" diyor. "Soğuk hava yalnızca pillerinizin seviyesini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda sizin enerjinizi de etkiler. Bu da hızlı çalışmanız ve ne yaptığınızı bilmeniz gerektiği anlamına gelir. Bu nedenle kuzeye gitmeden önce gece saatlerinde gökyüzü çekimi için pratik yapmak iyi bir fikirdir. Kışın yakınlarda bulunan, ışık kirliliğinden uzak, açık bir alanı ziyaret edin. Böylece eldivenlerle ve büyük bir ceketle nasıl çalışacağınızı bilir ve daha uzun pozlamalar kullanmak için pratik yapabilirsiniz. Yaklaşık bir saat boyunca orada kalın ve gece manzaralarını kavradıktan sonra yıldızların izlerini veya Samanyolu'nu çekmeyi deneyin."

4. Yavaş ve düşük

Markus, en net sonuçlar için fotoğraf makinenizi tripod üzerine monte etmenizi ve uzun pozlamalı düşük ISO değeri kullanmanızı öneriyor. "Gerektiğinde ISO'yu artırmaktan korkmuyorum ancak ışıkları çekmek için bir ila beş saniye arasında değişen uzun pozlamalar ve tripod kullanmayı tercih ediyorum. Düğün fotoğrafçılığı tecrübelerimden, gerektiğinde elde çekim yapıp gerçekten karanlık ortamlarda maksimum ISO 5000 değerini kullanmanın ve üretim sonrasında kolayca değiştirebileceğiniz bir miktar gren eklemenin anı kaçırmaktan daha iyi olduğunu biliyorum. Ancak zamanınız varsa ISO'yu düşürmek, daha uzun bir pozlama kullanmak ve hareketi ortadan kaldırmak için fotoğraf makinesini bir tripoda yerleştirmek daha keskin ve net bir sonuç elde etmek için daha iyidir."

5. Işığı kontrol etme

Bu seyahatte çekim yapmak genellikle kar veya sahil şeridindeki kumlar gibi aydınlık alanlardaki ve gökyüzü veya dağlar gibi karanlık öğelerdeki ayrıntıları yakalamaya çalışmak anlamına gelir. Markus, "Ne için pozlama yapacağını bilmek bir ikilem olabilir" diyor. "Çok uzun süre pozlama yapamıyorum yoksa sahil çok parlak olur ve parlaklığı yalnızca sahilde ölçersem, gökyüzü çok karanlık olur. Üretim sonrasında fotoğrafı aydınlatmayı veya koyulaştırmayı deneyebilirsiniz ancak bu yeterince keskinlik olmadan gren elde etmenizle sonuçlanabilir."

Markus'un en sevdiği püf nokta, birden fazla pozlama çekmektir. "Bir aydınlık, bir de karanlık ortam için pozlama yapmak adına aynı kompozisyona sahip iki fotoğraf çekeceğim ve sonra bunları üretim sonrasında birleştireceğim. Burada rengi de biraz artıracağım. Ancak Canon EOS R'nin HDR modunu kullanmanın daha da kolay bir yolu var. Farklı pozlamalarda üç kesintisiz çekim yapıyor ve bunları fotoğraf makinesinde tek bir görüntüde bir araya getirerek daha geniş bir ton aralığına sahip bir fotoğraf oluşturuyor." Ancak HDR'nin en iyi sonucu gün ışığında kullanıldığında verdiğini unutmayın. Diğer bir alternatif ise çekimlerinizde renk doygunluğunu artırmanızı sağlayacak bir Polarizasyon Filtresi kullanmaktır.

6. Değişken açılı ekranla yaratıcı kompozisyonlar

Fotoğraflarınızın diğer fotoğraflar arasında öne çıkmasını sağlamak, kompozisyon konusunda farklı düşünmek demektir. Markus, "Herkesin çektiği 'standart' çekimleri yapmak istemediğim için beni sık sık yerde yatarken veya bir çalıya tırmanırken bulabilirsiniz." diyor. "Çekimlerimin farklı olmasını, bir hikaye anlatmalarını istiyorum ve farklı açılar bulmak bunu başarmama yardımcı oluyor. Canon EOS R'nin değişken açılı ekranı Kuzey Işıklarını fotoğraflarken bunu yapmama yardımcı oldu çünkü çok fazla kar ve buz vardı; bu yüzden yere uzanmak ve üşüyüp ıslanmak veya en yakın hastane kilometrelerce uzaktayken bir ağaca tırmanmak zorunda kalmamak güzeldi. Tek yapmam gereken Canon EOS R'yi kaldırmak veya indirmek ve çekimi mükemmel bir şekilde görene kadar ekranı eğmekti."

7. Odağa odaklanmak

Markus, "Karanlıkta, otomatik odaklamanın devreye girmesi zordur. Bu nedenle manuel odaklamayı kullanarak odağı sonsuza ayarlıyorum." diyor. Lensin ölçüm mesafesinin çok üzerinde olan bir şeyin (bu durumda yıldızların) görüntüsünü oluşturabilmesi için ayarlandığı nokta burasıdır.

Bu seyahat için Markus, Canon EF 16-35mm f/2.8L III USM zum lens ve Canon EF 35mm f/1.4L II USM sabit lensi bir arada kullandı. "Bu iki lens çok geniş diyafram açıklığına sahip ve yine de oldukça fazla derinlik ve keskinlik veren iki manzara lensidir. Bu neden bu seyahat için mükemmel seçimlerdi."

8. Geniş bir diyafram açıklığını uzun pozlama ile eşleştirin

Canon EOS R'yi Canon EF 16-35mm f/2.8L III USM lens ile birlikte kullanan Markus, lensin en geniş diyafram açıklığıyla birkaç saniyelik daha uzun pozlamaları bir araya getirdi. "Çoğu çekim için lensi f/2,8'de açık tuttum. Bu aynı zamanda yıldızların izlerini ve Samanyolu'nu fotoğraflamanın da sırrıdır ancak bunun için oldukça düşük diyafram açıklığı olan güzel bir lense ihtiyacınız var. Böylece ISO'yu çok yükseltmeniz gerekmez."

Geleneksel DSLR'lerin aksine tam kare aynasız Canon EOS R, Markus deklanşöre basmadan önce son resmin nasıl görüneceğini değerlendirmek için fotoğraf makinesinin elektronik vizörünü (EVF) kullandığından, ona görüntülerini gerçek zamanlı olarak pozlama olanağı sağladı. "Bu harika bir özellik çünkü çok parlak veya çok karanlık olup olmadığını anlamak için fotoğraf çekmenize gerek yok, EVF size söylüyor. Bu, stres olmadan zamandan çok daha fazla tasarruf etmenizi sağlıyor. Bu da, ışıkları çekerken ne kadar süre orada kalacaklarını bilmediğinizden ve oyalanmak için havanın çok soğuk olmasından dolayı büyük önem taşıyor. Pozlama ve kompozisyonu doğru ayarladığınızda, ışıklar hareket etmiyorsa veya genel ışık değişmiyorsa defalarca çekim yapabilirsiniz. Bu da Canon EOS R'yi fotoğraf tutkunları ve yeni başlayanlar için mükemmel bir fotoğraf makinesi haline getiriyor."

Markus, Carina ve Fanni, Kuzey Işıklarının harika fotoğraflarını çekme hedeflerine ulaştılar ancak Markus için bu seyahati değerli kılan, ailesiyle paylaşılan anlardı. "Anı oluşturmakla değil yakalamakla ilgileniyorum" diyor Markus. Ancak beklenmedik anlar geldiğinde hazırlıklı olmak en iyisidir.

Natalie Denton tarafından yazıldı