Her şehir, binlerce farklı hikaye barındıran, tarihsel ve kültürel bir potadır. Bir şehri keşfederken, hangi hikayelerinin ilginizi çektiğini düşünün ve daha sonra biraz daha derine inin. Bilinen manzaralarla ilgilenmeyin; fotoğrafınıza bakan kişiyi, fotoğrafınızın dünyasına davet edecek benzersiz bir anlatı noktası bulmaya çalışın.
Çoğu şehrin kalbi insanların, malların veya taşıma araçlarının hareketinde atar. Hareket halindeki şehri yakalamak için yürüyüşe çıkın, kalabalık bir kavşağa geldiğinizde durun ve ilginç bir noktadan birkaç çekim yapın.
Birçok şehir gece saatlerinde yeni bir hayat bulur. Prag'ın Noel pazarları veya Londra'nın West End bölgesi gibi parlak ışıklı yerlerde gece şehir manzaraları çekmeyi deneyin. Işık izlerini çekmek de güzel sonuçlar verebilir. Neden köprü veya çatı katı terası gibi yüksek bir noktaya çıkıp aşağıdaki sokağı çekmeyi denemiyorsunuz?
En etkileyici şehir görüntülerinden bazıları; yeni ve eski, uyum ve aykırılık veya şehrin kozmopolit toplulukları arasındaki zıtlıklar gibi tezatları gösterir. Bu temayı kendi yorumunuzu katarak yakalamayı deneyin. Örneğin, Şanghay'daki kalabalık bir parkta meditasyon yapan birini, Londra'da yeni bir gökdelenin gölgesinde kalmış tarihi bir binayı ya da New York'taki bir hipster mahallesinde yaşanan koşuşturmayı çekebilirsiniz.
Bir şehre kimliğini kazandıran şey, küçük ayrıntılardır. Aslında gözümüzün önünde olan bu ayrıntıları yakalayarak etkileyici fotoğraflar oluşturabilirsiniz. Londra'nın Victoria dönemi stilindeki süslü sokak lambalarını, Paris Metrosunun Art Nouveu istasyon tabelalarını veya Lizbon'un kendine has kaldırım karosu desenlerini düşünün. Ziyaret ettiğiniz bir sonraki şehirde küçük ve özgün ayrıntıları bulmanın ve bunları ilginç bir şekilde çekmenin yollarını arayın.